NUMARALI
HADİS-İ ŞERİF:
278 - (663) حدثنا
يحيى بن يحيى.
أخبرنا عبثر
عن سليمان التيمي،
عن أبي عثمان
النهدي، عن
أبي بن كعب؛
قال:
كان
رجل، لا أ'علم
رجلا أبعد من
المسجد منه.
وكان لا تخطئه
صلاة. قال
فقيل له: أو
قلت له: لو
اشتريت حمارا
تركبه في
الظلماء وفي
الرمضاء. قال:
ما يسرني أن
منزلي إلى جنب
المسجد. إني
أريد أن يكتب
لي ممشاي إلى
المسجد.
ورجوعي إذا
رجعت إلى
أهلي. فقال
رسول الله صلى
الله
عليه وسلم "قد
جمع الله لك
ذلك كله".
[ش (لا
تخطئه) أي لا
تفوته جماعة
في صلاة].
{278}
Bize Yahya b. Yahya
rivayet etti. (Dediki): Bize Abser, Süleyman Et-Teymî'den, o da Ebu Osman En-Nehdî'den,
o da Ubey b. Kâ'b'dan naklen haber verdi. Übey şöyle demiş:
Bir adam vardı ki,
mescid'e ondan daha uzakda bulunan hiç bir kimse bilmem. Bu zât hiç bir
(cemâat) namazını kaçırmıyordu. Kendisine şöyle dediler (Yahut ben ona şöyle
dedim):
Bir eşek satın alsan da
karanlıkda ve sıcakta ona binsene!.. O zât şu cevâbı verdi:
Evimin mescidin
yanıbaşında olması beni memnun etmez. Çünkü ben, mescide gidişimin ve evime
döndüğüm vakit dönüşümün lehime yazılmasını isterim. Bunun üzerine Resulullah
(Sallallahu Aleyhi ve Sellem)
«Allah senin için
bunların hepsini bir araya topladı.» buyurdular.
(663) وحدثنا
محمد بن
عبدالأعلى.
حدثنا
المعتمر. ح وحدثنا
إسحاق بن
إبراهيم. قال:
أخبرنا جرير.
كلاهما عن
التيمي، بهذا
الإسناد،
بنحوه.
{….}
Bize Muhammed b.
Abdilâ'lâ da rivayet etti. (Dediki): Bize Mu'temir rivayet etti. H.
Bize İshâk b. İbrahim de
rivayet etti. Dediki : Bize Cerîr rivayet etti. Bunların ikisi de Teymî'den bu
isnâdla bu hadîsin benzerini rivayet etmişlerdir.
م(663)
حدثنا محمد بن
أبي بكر
المقدمي.
حدثنا عباد بن
عباد. حدثنا
عاصم عن أبي
عثمان، عن أبي
بن كعب؛ قال:
كان
رجل من
الأنصار بيته
أقصى بيت في
المدينة. فكان
لا تخطئه
الصلاة مع
رسول الله صلى
الله عليه
وسلم. قال
فتوجعنا له.
فقلت له: يا
فلان! لو أنك اشتريت
حمارا يقيك من
الرمضاء
ويقيك من هوام
الأرض! قال: أم
والله! ما أحب
أن بيتي مطنب
ببيت محمد صلى
الله عليه
وسلم. قال فحملت
به حملا حتى
أتيت نبي الله
صلى الله عليه
وسلم.
فأخبرته. قال
فدعاه. فقال
له مثل ذلك. وذكر
له أنه يرجو
في أثره
الأجر. فقال
له النبي صلى
الله عليه
وسلم "إن لك ما
احتسبت".
[ش (ما
أحب أن بيتي
...الخ) أي ما أحب
أنه مشدود
بالأطناب،
وهي الحبال،
إلى بيت النبي
صلى الله عليه
وسلم. بل أحب
أن يكون بعيدا
منه، لتكثير
ثوابي وخطاي
إليه. (فحملت
به حملا) قال
القاضي: معناه
أنه عظم علي
وثقل
واستعظمته لبشاعة
لفظه وهمني
ذلك. وليس
المراد الحمل
على الظهر. (في
أثره الأجر)
أي في ممشاه].
{….}
Bize Muhammed b. Ebî
Bekir El-Mukaddemi rivayet etti. (Dediki) : Bize Abbâd b. Abbâd rivayet etti.
(Dediki): Bize Âsim, Ebu Osman'dan, o da Ubey b. Kâ'b'dan naklen rivayet etti.
Şöyle demiş:
— Ensâr'dan bir zât
vardı ki evi Medînede (mescide) en uzak evdi. Bu zât, Resulullah (Sallallahu
Aleyhi ve Sellem) ile birlikde kılınan hiç bîr namazı kaçırmazdı. Biz,
kendisine acıdık. Ben dedim ki: Yâ Fülân! Sen bir eşek satın alsan da seni
sıcakdan ve yerin zehirli haşerâtından korusa ya!., dedim. O zât, şu cevabı
verdi:
— «Beri bak! Vallahi
evimin Muhammed (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'in evine çadır ipi ile bağlanmış
olmasını istemem!»
Onun bu sözü bana çok
ağır geldi. Nihayet Nebiyyullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'e gelerek bunu,
ona haber verdim. Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) onu çağırdı. O zât
Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'e de aynı şey'i söyledi ve kendisinin
izlerinden ecir umduğunu söyledi. Bunun üzerine Nebi (Sallallahu Aleyhi ve
Sellem) ona :
«Senin için hakîkaten
hesab ettiğin şey var.» buyurdular.
م(663
)وحدثنا سعيد
بن عمرو
الأشعثي ومحمد
بن أبي عمر.
كلاهما عن ابن
عيينة. ح
وحدثنا سعيد
بن أزهر
الواسطي. قال:
حدثنا وكيع.
حدثنا أبي.
كلهم عن عاصم،
بهذا
الإسناد،
نحوه.
{….}
Bize Saîd b. Amr El-Eş'asî ile Muhammed b. Ebî
Ömer; ikisi birden îbni Uyeyne'den rivayet ettiler. H.
Bize Saîd b. Ezher
El-Vâsıtî de rivayet etti. Dediki: Bize Veki rivayet etti. (Dediki) : Bize
babam rivayet etti. Bunların hepsi Âsım'dan bu isnâdla, bu hadîsin benzerini
rivayet etmişlerdir.
İzah:
Ramda: Şiddetli sıcak
demekdir. Anlaşılıyor ki, kendisine merkep satın alması tavsiye edilen zât
vâsıta ile —ne kadar uzak olursa olsun— mescide gitmenin, yürüyerek gitmek
kadar sevap olmıyacağını biliyormuş. Onun için de bu teklifi kabul etmemiş. «Bu
bana ağır geldi; sözün çirkinliği beni üzdü.» demekdir. Buradaki çirkin söz, o
zâtın: «Evimin, Muhammed (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) 'in evine çadır ipi ile
bağlı olmasını istemem.» demesidir. Dünyâda Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve
Sellem)'e komşu olmak gibi fazilet ve bahtiyarlık yokdur. Ancak o zât bu sözü ile
bu mânâyı kasdetmemiş; sevabının çok olması için evinin, mescide uzak olmasını
dilemişdir. Onun için de Resûl-ü Ekrem (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) kendisine
bir şey dememiş; yaptığının doğru olduğunu tasdik için :
«Senin için hakîkaten
hesâb ettiğin şey var.» buyurmuşlardır.
Kaadı İyâz'ın beyânina
göre Selefin ulemâsı en uzak câmi'e gidene de aynı sevabın verilip,
verilmiyeceği hususunda ihtilâf etmişlerdür. Hasan-ı Basrî ile diğer bâzı ulemâ
bunu kerîh görür; ve: Mahallesinin mescidinden uzağa gidilmez.» derlermiş.
Mâlikîler'in mezhebi de budur.
Enes b. Mâlik
(Radiyallahû anh) yeni yapılan mescidleri geçerek, eski mescidlere gidermiş.
Hadis-i şerîf, mescide
gidişde olduğu gibi, dönüşde de sevap yazılacağına delâlet etmektedir.